Adım adım ingilizce mi yoksa kelime kelime ingilizce mi?
Adım adım ingilizce mi yoksa kelime kelime ingilizce mi öğreniyoruz? Bebeklerin öğrenme biçimini taklit ederek adım adım ingilizce öğrenmenin yolları nedir? Tüm dillerde yaşanan doğal öğrenme sürecinin gelişimi üzerine düşünürken, bu yazımın başlığının da kelime kelime ingilizce olması gerektiğine karar verdim.
Adım adım ingilizce
Hepimiz bebeklerin nasıl konuşmaya başladığını az çok biliriz. En azından nasıl olduğunu bilmesek de o süreçte yaşananlara şahit olmuşuzdur. Ağızdan çıkan ilk kelimeler genelde anne ve baba ile tüm aile bireyleri için oldukça heyecan verici bir kutlamaya dönüşür. Bazen bir “mama” ile bazen bir “anne” ile başlayan o ilk kendini ifade edişler çok kısa bir süre aylar içerisinde kapsamlı diyaloglara dönüşür. İşte ana dil “mother language” dediğimiz şey bu şekilde kimlik kazanır. Ana dilin ingilizcede “first language, native language ya da mother tongue olarak da kullanılmaktadır. Neyse, biz uzatmadan konumuz olan kelime kelime ingilizce başlığına geri dönelim. Peki ana dilimizi bu kadar çabuk öğrenmemizi sağlayan sebepler nedir? Nasıl oluyor da hiç zorlanmadan anne ve babasının eğitim seviyesi ne olursa olsun herkes, her koşulda coğrafyası içerisinde bulunan o dili ikinci bir dile kıyasla mükemmel bir şekilde öğreniyor?
Kelime kelime ingilizce öğreniyorum
Bu soruları düşünmek ve doğru cevapları bulmak ikinci bir dil öğrenimi için en üst seviyede önem arz etmektedir. Bunun sebebi tabiki oldukça basittir. Eğer doğru cevapları bulursak, bunları ikinci bir yabancı dil öğrenimi için de kullanabilir ve işimizi bir hayli kolaylaştırabiliriz.
Bebeklerin dil edinimi
Bebeklerin ilk kullandıkları kelimelerin anlamlarına bakıldığında, konuşma dilinin ortaya çıkışıyla ilgili ortaya şöyle bir teori atmak mümkündür. Ana dilimiz; zorunlu ihtiyaçlarımızın karşılanması amacıyla belirli bir hedef seçilerek, belirli bir kazanım sağlama koşulunun gerçekleşmesi amacıyla kullanılmaya başlayan sözcüklerle şekillenmektedir.
Dil öğreniminde büyük bir yanılgı
Bu sözü yabancı dil öğrenmeye çalışan neredeyse herkes kullanır ya da içinden geçirir. “Keşke bebekler gibi kolayca bir dili öğrenebilseydik.” Ancak işin aslı hiç de öyle değildir. Konuşma çağına giren bebekler aslında tüm yaşamları boyunca karşılaşacakları en büyük güçlükle de yüz yüze gelmektedirler. Bu güçlüğün adı “iletişim” olup, tüm hayatımızın şekillenmesindeki en büyük rolü oynayacak en güçlü ve tehlikeli araçtır. 40 yaşına geldiğimizde işimizdeki terfi ile aramızdaki köprülerden biri olabilecek “iletişim” 12-24 aylıkken tüm fiziksel yaşamımızın ve ihtiyaçlarımızın karşılanması ile ölüm arasındaki tek bir kapıya denk gelmektedir. Dil kazanımının yaşandığı yıllar; susadığınızda, acıktığınızda ebediyen ağlamak ve bir sonuç almamak ile sihirli ve doğru bir kaç sözcüğü kullanarak mutlu olmak ya da olmamak döngüsüne gireceğimiz en kritik yaşam evrelerimizden biridir. Kolay dediğimiz ana dil edinimi görüldüğü gibi aslında bu şartlar altında oldukça zorlu ve yıpratıcı geçmektedir. İşte tam da bu aynı sebepten dolayı dil edinimi mükemmel bir şekilde çok hızlı bir şekilde gelişmektedir. Buradan çıkaracağımız sonuca göre evet adım adım ingilizce öğrenmek mümkün ve bunu bir bebek gibi taklit etmek de seçenekler arasına koyulabilir. Seçenekler arasına koyamayacağımız tek şey bunun hızlı ve kolay olmasıdır.
İhtiyaçlar ve dil öğrenimi
Öyleyse, dil öğreniminde iletişimin bu boyutlarını değerlendirdikten sonraki durağımız “ihtiyaçlar” olacaktır. Sanırım artık bir dil kursu ya da internet sitesi aracılığı ile öylece ingilizce ya da başka bir ikinci dil neden öğrenmeyeceğimizi anlamışsınızdır. Yabancı dil öğrenmek için bunlara elbette ihtiyacımız olacak ancak gerçek anlamda öğrenmeye çalıştığımız hedef dil ile ilişkili ciddi ihtiyaçlarımız olmadığı sürece, bu hedefimize ulaşmamız oldukça güç olacaktır. Adım adım ingilizce mi yoksa kelime kelime ingilizce mi yazıma şimdilik burada bir ara veriyorum. Bu konuyla ilgili bir sonraki yazımı okumadan önce ihtiyaçlar üzerine düşünmenizi istiyorum.